18 Mayıs 2008 Pazar

Farklı Rüyalar

Farklı iki kişinin birbiri hakkında gün yüzüne çıkmamış düşünceleri...

( 1. Mektup )

Yaklasık 2 yıldır birlikteyiz senle...
Ama bana sorarsan daha az bir süre!
Ben senin benimle geçirdiğin süre kadar bile yanında olamamışken,
ve sen herşeye çift taraflı bakarken bütün bu aleme...
Ben daha da uzaklaşıyordum ikimiz diye başlayan bütün kelimelerden...
Başlarda birbirimizde bulduğumuz şefkat ve o güzel gülümseme,
Ömrü yazandan daha kısa piller gibi yavaş yavaş tükenmeye gidiyor benim için.
Eskisi gibi olmamanın verdiği o somurtkan yüz ifadeleri süslese de bütün davranışımı
Ve her ne kadar "ben aynıyım" dese de ağzımdan cıkan sözcüklerin anlamı,
Ben hala en uygun noktalama işaretini arıyorum ilişkimize.
Biz bir çakıl taşıydık,ve her hata bir rüzgar,bir yağmur tanesi gibi çözeltmeye başladı yüzeydeki duygularımı...
Konuşmalarımızdaki klişe sözcükler,düşünmeden verdiğin o tepkiler,anlayışsız tavırların ve daha neler neler...
Belki de aklımda oluşturduğum hayali sevgili profiline seni bir türlü sokamamam...Hepsi aklıma giren ayrılık isimli şarkıya bir kıta ekliyor.
Seninle birlikte vakit geçirmek,telefonda konuşmak,denizin sesini dinlemek,birlikte yemek yapıp televizyon izlemek...Hiç biri eski tadını vermiyor artık...Belki sen farkında değilsin hala...ama ben uzaklaşıyorum...
Mutsuzum artık anla... Yapamıyorum daha fazla...Daha da zorlaştırma...Git artık...


( 2. Mektup )

Yaklasık 2 yıldır birlikteyim seninle...Sen ne kadar benim düşündüğüm kadar benim olmasan da...

Ben her zaman o ütopik dünyayı kurdum ikimize...
Her ne kadar aşkın gözüme sapladığı kıymıkla kör olsam da sana bakarken,
Esintiyle uçusan küller gibi senden uçup giden birşeylerin ağırlığı çöküyor üzerime.
Bir yerlerde durup ortaya çıkmayı bekleyen mantığıma ne kadar ket vursam da...
Hala orda biryerlerde olduğunu bilmek,
Ve açılan ilk delikte gün ışığı görmesini engelleyememe korkusu sarıyor bütün odamın duvarlarını..
Geceleri aklıma giren soru işaretleriyle ve " ya benden giderse" diye beynimi tırmalayan baş etmekte zorlandığım katilller varken yanımda olamaz mısın?
Ben bütün varlığınla beni sahiplenmeni beklerken,sen ise sahip olduğun şeyleri daha ne kadar unutacaksın?
Anla artık kopamıyorum senden,sen gidersen birşeyler rayından çıkacak hayatımızda biliyorum...
Ama ben hala seninle birlikte soyleyemediklerinin ağırlıgını da taşıyorum..Ne olur kurtul onlardan...Çünkü bir tek sana yerim var.

13 Mayıs 2008 Salı

Durma,Git Gidebildiğin Yere

Son zamanlarda kendimi çok iyi hissediyorum. Ağlayan zırlayan dövünen söven kişiler bile canımı sıkmıyor. Gelecek kaygısına, yaşadıgımız ilişkilere, aldatmalara ve yersiz sözlere de takılmıyorum! Hayatın yaşadığımız şeylere verdiği (-) notun hep bir telafisi olduğunun farkındayım. Kimin başkası hakkında ne düşündüğünün zerre kadar önemi Y.O.K! Kendi ellerimle saldığım ipleri geri çekerken,beynimdeki şeyleri boşaltmanın verdiği hazsa muhteşem! Ne kadar hep "bu dünyayı dalgaya alan" tavrımla yaşamak istesemde, kıyafetin bazı yerlerinde potluklar oluşuyor. Olacaklara guardımızı alsak da,zırhızımızda açılan delikleri tekrar kapayacak materyaller doğada biryerlerde var. Ama o kaynağı nerede bulursun ya da bulabilir misin orası sana kalmış...

Geçen gün dağınık yatağımın kenarında gördüğüm eski arkadaşımdan kalma bir not bütün günümün iyi geçmesi için bir kıvılcım etkisi yaptı. Notta sadece; "Gülmeyi unutma! " yazıyordu. Notu okuduğum sırada da alt kattaki densiz kişilerin evinden yükselen,Duman'ın solisti Kaan'ın sesinden Hayatı Yaşa şarkısı beni iyice keyiflendirdi. O an bütün gün o keyfi saklı tutmak için birşeyler yapmam gerektiğini anladım. Ve o gece farklı bir şehrin yıldızları altında,harika bir ses dinliyordum. Biliyordum,herşey çok hızlı gelişiyordu ama dünyanın dönmesini beklersen çok zaman kaybedersin...

Merhaba...

Aslında bütün başlangıç yazıları gibi olmayacak bu...Çogu kimseninki gibi özene bezene aranarak bulunan kelimelere de gerek Y.O.K! Kimi zaman yazmak isteyip vazgeçtikten sonra aklımdan giden ama hala bir yerlerde saklı olan şeyleri,bazen de hiç içinde olmasam da imrendiğim ruh halleri beni bu yola itti. Sanırım hayatta bazı şeyleri uçup gitmeden,tekrar baktığında görebileceğin bir yere koymak gerek.Yoksa sonraki dövünmeler ne arabesk tavırlara çare oluyor ne de içten içe duydugun pişmanlığa!Mutlu olmak veya üzülmek,memnun olmak ya da yetinememek çoğu zaman insanın kendi elinde. Gittiğimiz yön ne kadar belli olsada,o yolda giderken arabanın gazına basan ya da frene dokunan daima bizleriz! Ne olursa olsun gördüğüm rüyanın bir sonu olduğunu bile bile üzülmek bana göre değil. Ben hep rüyaların yarattığı mavimsi kokularda olmayı seviyorum. Onun için her şey bitecekmiş gibi başlamalardan da nefret ederim. İşte bu yüzden ben "Merhaba" demeyi seçiyorum... Herkese Merhaba...